Bilindiği üzere bal, arıların çiçeklerden aldıkları içerikleri vücutlarında bulunan birtakım enzimlerle işlemesi sonucu oluşuyor. Tamamen doğal yollarla elde edilen bu yüksek besin değerine sahip gıda, sadece çiçeklerin ve arıların yaptığı ekip çalışmasıyla -insan katkısı olmaksızın- ortaya çıkıyor. Yani fabrikasyondan tamamen uzak bir ürün olmasının yanı sıra, doğanın insanlığa sunduğu en değerli armağanların da başında geliyor.
Özellikle son yıllarda büyük bir artış gösteren sahte bal olayları, tüketicilerin günümüzde bal kavanozlarına şüpheyle yaklaşmasına neden oluyor. Bu da doğal olarak “Hakiki bal nasıl anlaşılır?” sorusunu gündeme getiriyor. Ve yaygın kanının aksine, sahte ya da doğal balı tek bakışta anlamanın hiçbir pratik yolu bulunmuyor. Hatta ikisini birbirinden ayırt etmek, tadım veya gözlem yapıldığında da pek mümkün olmuyor. Ancak bunun için elbette bazı yöntemler mevcut…
Bilim ve teknoloji ilerledikçe, insanın doğaya ve besinlere dair bilgi birikimi de hayli gelişti. Bununla birlikte besinlerin üretiminde de bazı hileler ortaya çıktı. Bal ise bu tarz kötü niyetli müdahalelerin başlıca oyun sahalarından biri haline geldi. Aşağıdaki gibi bazı yöntemlerle günümüzde pek çok sahte bal çeşidi üretilebiliyor:
Şeker şerbetine doğrudan renklendirici ve yapay bal aroması eklenmesi,
Arıların çiçeklerden nektar almasına izin vermek yerine şeker şurubu ile beslenmesi,
Doğal tadın yakalanması için şeker şuruplarına bal enzimi katılması,
Gerçek bala sahte bal karıştırılarak miktarların çoğaltılması vb.
Maalesef ki balın gerçekliği tadından, kokusundan ya da görüntüsünden anlaşılamıyor. Bahsi geçen kriterler büyük oranda belirleyici olabilmekle birlikte, bu şekilde kesin sonuçlara varmak mümkün olmuyor. Tüm bunlara karşılık, “Gerçek bal nasıl anlaşılır?” ve “Sahte bal nasıl anlaşılır?” sorularını yanıtlamanın en kesin yolu, yalnızca laboratuvar analizinden geçiyor.